Dolar 34,2637
Euro 37,6410
Altın 2.911,81
BİST 9.031,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 25°C
Açık
İstanbul
25°C
Açık
Sal 24°C
Çar 26°C
Per 26°C
Cum 23°C

Kalitesiz Hurmalardaki Gizli Tehlike: Glikoz Şurubu

Öncelikle glikoz şurubu nedir ona bir bakalım; gıda üreticilerinin daha düşük maliyet ve daha yüksek kâr için kullandıkları glikoz şurubu …

Kalitesiz Hurmalardaki Gizli Tehlike: Glikoz Şurubu
14 Nisan 2022 11:18

Öncelikle glikoz şurubu nedir ona bir bakalım; gıda üreticilerinin daha düşük maliyet ve daha yüksek kâr için kullandıkları glikoz şurubu özellikle mısırdan elde edilen yoğun tatlı aromalı şuruptur. Gıdalara tat vermek, hacim kazandırmak ve kristalleşmesini önlemek için birçok gıda maddesine katılır. (reçel, çiklet, bisküvi, şerbetli tatlılar, gazoz ve meyve suları…). Son yıllarda bizler için çok faydalı bir potasyum ve lif kaynağı olan hurmalarda da glikoz şurubunun tespit edilir hale gelmesi hem sağlığımız açısından tehlikeli hem de üzücüdür. Bu tatlandırıcıların gut hastalığını tetiklediği bilinmektedir. Ayrıca glisemik indeksinin çok yüksek olması nedeniyle; insülin direnci, karaciğer yağlanması, obezite ilişkili hastalıklar ve bunlara bağlı olarak şeker hastalığı, damar sertleşmesi, bazı kanserler ve kalp hastalıklarını tetiklediği bilinmektedir.

Glikoz şurubu neden bu kadar zararlı?

Glikoz şurubu; vücuda alındığında ön etki olarak vücudun şeker dengesini alt üst eder ve hormonal sistemi bozar. Ayrıca glikoz şurupları früktoz da içerdiğinden insüline gerek kalmadan da trigliserid ve yağlara hızlıca dönüşür. Karaciğerimizin de gereksiz yorulmasına sebep olur. Yani yapay tatlandırıcı olan bu şuruplar; vücuda alındıktan sonra hızla insülin seviyesinde artışlara sebep olur, gereksiz ve yüksek insülin seviyesi ile bedenimizde yağlanma artışı, uyku hali ve obeziteyi tetikler.

Glikoz tüketimi kanser tetikleyici mi?

Günümüzde sigaradan sonra kansere sebep olma kapasitesine en çok sahip olan çevresel faktörün obezite olduğu bilinmektedir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), fazla yağlanmanın en az 13 kanser türü için karsinojen (kanser yapıcı) etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Obeziteden kaçınmanın ise kanserden koruyucu olduğu bilinmektedir. Şekerin kanserli hücreleri beslediğine dair birçok hikâye mevcuttur. Hatta bazı kanserli hastalar şeker yemekten bu sebeple kaçınmaktadır. Tüm hücreler gibi kanserli hücreler de şeker ile beslenmektedir; fakat şekerin kanserli hücrelerin büyümesine sebep olduğunu gösteren bilimsel bir kanıt yoktur. Aynı şekilde şeker tüketimini azaltmanın da kanserli hücrelerin büyümesini yavaşlattığına dair de bilimsel bir kanıt mevcut değildir. Fakat kanser hücrelerinin farklı şekerleri (fruktozu, glikozu) normal hücrelerden daha yoğun bir şekilde kullandığı bilinmektedir. Ancak bu bilgi kanseri engellemek için şeker yemememiz anlamına gelmez. Çünkü biz şeker yemesek bile vücudumuz proteinlerin yapı taşı olan aminoasitlerden de şeker üreterek kan şeker seviyesini muhafaza eder. Aslında bu yaşamımızı idame ettirebilmemiz için bir zorunluluk. Çünkü kan şekerimizin düşmesi son derece tehlikeli bir sağlık problemidir. Ayrıca kanser tedavisi alan hastalarda şekeri kısıtlamak hastanın diğer gıda alımını da azaltmaktadır ve hiç istemediğimiz kilo kaybı ve bağışıklık sisteminin zayıflaması ile sonuçlanabilmektedir.

Asıl problem fazla şeker tüketiminin yağlanma ve obeziteye sebep olarak kanser riskini arttırmasıdır. Dolayısıyla çok fazla şeker tüketimi uzun vadede indirekt olarak kanser gelişimi ile ilişkilendirilebilir.

Tüm şekerler ise kötü değildir. Meyveler, sebzeler, süt ürünleri ve tam tahıllı karbonhidratlarda doğal olarak bulunan şeker dengeli bir diyetin parçasıdır. Tüm hücrelerimizin şekere ihtiyacı olması nedeniyle şekeri olabildiğince doğal yollardan almak en doğru çözüm olacaktır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.