Dolar 38,9344
Euro 44,2717
Altın 4.202,26
BİST 9.356,04
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Pts 19°C
Sal 21°C
Çar 23°C
Per 24°C

Sakarya’da otizmle ilgili doğrular ve yanlışlar

Sakarya’da otizmle ilgili doğrular ve yanlışlar
25 Mayıs 2025 17:35

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Gelişim Merkezinde “Otizm: Doğrular ve Yanlışlar” başlıklı söyleşi gerçekleşti. Söyleşide katılımcılar merak ettiği soruları sorma imkanı buldu.

SAKAYA (İGFA) – Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı ile Sakarya Üniversitesi Bilim İletişim Ofisi iş birliğinde düzenlenen “Otizm: Doğrular ve Yanlışlar” başlıklı söyleşi,Sosyal Gelişim Merkezi’nde (SGM) gerçekleşti.

SAÜ Bilim söyleşileri kapsamında gerçekleşen etkinlikte, Doç. Dr. Canan Sola Özgüç, otizm spektrum bozukluğu hakkında toplumda yaygın olan yanlış inanışlar ve bilimsel gerçekler üzerine keyifli ve öğretici bir sohbet gerçekleştirdi. Katılımcıların da aktif olarak sorular yönelttiği interaktif söyleşide, otizmli bireylerin gelişim süreçleri, sosyal yaşama katılımları ve ailelerin karşılaştığı güçlükler gündeme taşındı.

Gerçekleşen etkinlikte açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Canan Sola Özgüç, “Otizm, genellikle yaşamın ilk yıllarında belirtilerini gösteren nörogelişimsel bir durumdur. Bu nedenle erken tanı, doğru yönlendirme ve aile desteği büyük önem taşır. Aile bazı yapılması gereken aşamaların çocuklarında olmadıklarını gördüklerinde aile hekimleriyle bu durumu paylaşabilirler. Aile hekimleri durumu inceledikten sonra çocuk hekimlerine, çocuk psikiyatrisine yönlendirme yapabilirler. Burada tıbbi tanımlama dediğimiz bir süreç geçerlidir. Psikiyatristlerimiz otizm için geliştirilmiş ölçeklerimiz var ve bu ölçekleri kullanıyorlar. Otizmli çocuklarımız klinik gözleme dayalı belirli hareketleriyle zaten bu durum ortaya çıkıyor. Bu şekilde tanıyı koymuş oluyorlar” dedi.

Doç. Dr. Özgüç açıklamalarının devamında, “0 – 6 yaş bizim için çok değerlidir. Çocuklar bu dönemde etkileşimi, iletişimi ilerlettikleri dönemde daha da bağımsız olabiliyorlar. Diyelim ki biz 2 yaşında fark ettik ve hemen tanımızı aldık. 2 yaş baktığınızda okul yaşı değildir. Ama biz yoğun özel eğitim diyoruz. Yoğun özel eğitim derken çocuğun uyanık olduğu her saat diyoruz aslında. Uyandı hemen etkileşime başlaması lazım. Biz duruma ne kadar erken müdahale edebilirsek bağımsızlaştırma adına o kadar yol kat etmiş oluruz. Okullarımızda hala otizmli öğrencilerin öteki, farklı olarak algılandığı için kaynaştırma eğitimlerinde çok çok zorlanıyoruz. Ne kadar küçük yaşta biz bu durumu diğer öğrencilere anlatırsak o kadar iyidir. Erken müdahale ile çocukların ilkokulda arkadaşlarıyla iletişimlerini arttırmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.